Tahir Elçi, 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programında Hakan’ın “PKK terör örgütü müdür” şeklindeki ısrarlı sorularına, “PKK terör örgütü değildir” diyerek yanıt verdi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır Dört Ayaklı Minare’nin çatışmalarda hasar almasına ilişkin düzenlenen basın açıklamasının ardından silahlı saldırıya uğradı. Elçi, başına isabet eden tek kurşun nedeniyle hayatını kaybetti. HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, IMC TV’ye yaptığı açıklamada, Elçi’nin doğrudan hedef alındığını ve planlı bir suikast sonucu öldürüldüğünü öne sürdü. Saldırının ardından Sur ilçesinde 13:00’ten itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin ardından yapılan ön otopsi raporu açıklandı. Raporda, “Enseden sıkılan kurşun Elçi’nin sol gözünün üstünden çıktı” denildi.

Elçi’nin öldürülmesi tüm yurtta protesto edildi. Saldırının faillerinin bir an evvel açığa çıkarılmasının istendiği eylemlerden bazılarına polis gaz bombaları ile müdahale etti.

Tahir Elçi’nin Sur’da katledilmesinin ardından, yaşananlar hakkında yanıt bekleyen soruları üç gazete sıraladı. Cumhuriyet, Hürriyet ve Zaman gazeteleri, yönelttikleri toplamda 32 soru ile Tahir Elçi’nin ölümüne neden olan kurşun çekirdeğinin bulunup bulunmadığı, bölgede bir süredir çatışma yaşandığının bilinmesine rağmen basın açıklamasında neden yetersiz güvenlik olduğu ve Tahir Elçi’ye isabet eden kurşunun onun bulunduğu yöne ateş eden polislerin silahından çıkıp çıkmadığı sorularının yanıtlarını aradı.

TİHV Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Ümit Biçer, CNN Türk’te yaptığı açıklamada “Tahir Elçi’nin düştüğü yere bakılınca aslında sokaktaki başka bir yerden değil güvenlik görevlilerinin bulunduğu yerden ve polislerin silahından çıktığı düşünülen mermilerle gerçekleştiği kaba bir değerlendirme olmakla birlikte, herkesin ortaklaştığı bir düşünce” dedi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında yürütülen çalışmada 83 delilden sadece 43’ünün toplanabildiği açıklandı. Polisle çatışmaya giren iki kişinin yaralı olarak kaçtığı tespit edildi.

Avukatların video görüntülerini incelemesi sonucunda sokakta bulunan 2 istihbarat polisinin silahlarının balistik incelemesine gönderilmediği ortaya çıktı. Soruşturma dosyasına gönderilen ve 15 gün sonra hazırlandığı belirtilen görevlendirme yazılarında sokakta 2 istihbaratçının olduğu, YDG-H’lileri takip eden 3 istihbaratçının da olay günü olay yerinde görevliymiş gibi gösterildiği anlaşıldı. Savcılık, polislerin ifadesini ‘tanık’ sıfatıyla aldı.

Tahir Elçi cinayeti soruşturması kapsamında PTT binasına ait güvenlik kamerasından alınan 17 dakikalık kısmın dosyaya eklenmediği haberlere yansıdı. Avukatların dilekçesi ile ortaya çıkan olay ‘görüntü kayıtlarına dışarıdan müdahale edilmiş olabileceği’ kuşkusunu artırdı.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın 132. gününde etkili ve hızlı yürütülmemesi, cinayetin faillerinin bulunmaması nedeniyle 15 baro başkanı ve avukatlar Ankara Adliyesi önünde ortak açıklama yaptı.

Avukat Mahsuni Karaman, Fotofilm Şube tarafından çekilen görüntülerde 13 saniyelik bir kaybı tespit ettiklerini açıkladı. Görüntülere ulaşılması için talepte bulunduklarını belirten Karaman, “Dosyaya verdiğimiz 100’e yakın itiraza cevap verilmedi. Fiili olarak dosyadaki gizliliği kurmuş durumdalar.” dedi.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle alakalı Meclis Araştırması Komisyonu kurulması için Meclis Başkanlığı’na dilekçe verdi. Cinayete ilişkin soru işaretlerini sıralayan Tanrıkulu, “Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayı her yönüyle, kapsamlı bir araştırmaya tabi tutulmak durumundadır.” dedi.

Londra Üniversitesi Goldsmith Koleji bünyesindeki Forensic Architecture (Adli Mimarlık) tarafından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili olarak hazırlanan bilimsel rapor, cinayetin şüphelilerinin “A, C ve D” şahıslar olarak kodlanan 3 polisten biri olduğunu ortaya koydu. Diyarbakır Barosu raporu basın açıklaması ile duyurdu.

Elçi’nin öldürülmesinin 193. haftasında adliye önünde düzenlenen anmada konuşan avukat Mahsuni Karaman Adli Tıp’ta karartılan delile ilişkin açıklamalarda bulundu. Karaman yaptıkları inceleme sonucunda karartılmak istenen delilin, Uğur Yakışır isimli kişinin polise doğru fırlatmış olduğu Glock marka silahın sürgüsü olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. Karaman, “Cinayetin o silahla işlenmediği biliyoruz” dedi.

Adli Tıp Kurumu’nda çalışan Mehtap Altuğ’un 3 Ağustos 2016 tarihli ifadesi soruşturma dosyasına girdiği Gökçer Tahincioğlu’nun haberiyle ortaya çıktı. Altuğ ifadesinde, polisin raporunun aksine DNA izlerine ulaştıklarını ancak dönemin kurum başkanı Yalçın Büyük ve Başkan Yardımcısı Ömer Müslümanoğlu’nun talimatıyla DNA örneğinin dosyadan çıkartıldığını açıkladı. Adli Tıp’tan gelen yalanlama üzerine bir kez daha ifade veren Altuğ iddiasını yineledi.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi soruşturmasında 4 yıl sonra şüpheliler tespit edildi. Savcılık, soruşturma dosyasına “şüpheli” olarak kaydedilen ve halen aktif görevde olan üç polisin ifadelerini 9 ve 10 Ocak’ta aldı. 3 şüpheli polis haklarındaki iddiaları reddederek, Elçi’nin PKK’lılar tarafından öldürüldüğünü iddia etti.

Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın Diyarbakır’da görülmesinin kamu güvenliği açısından risk taşıyıp taşımadığını Diyarbakır Valiliği ve emniyet müdürlüğüne sordu. Tahir Elçi Vakfı dosyanın taşınmak istenmesini ‘mağdurların adalete erişiminin engellenmesi’ olarak yorumladı. Vakıf mahkemenin Adalet Bakanlığı yerine Valilik ve Emniyet’e sormasını eleştirerek, mahkemenin davadan el çekmesini istedi.

Tahir Elçi cinayeti iddianamesinde yer alan dilekçe soruların artmasına neden oldu. Diyarbakır’da görevli bir polis tarafından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na hitaben yazılan dilekçe, istihbarat birimindeki polislerin ifadesinin alınmadığını ortaya koydu. PKK üyesi olduğu belirtilen kişinin uzun zamandır izlendiği belirtilen dilekçede “İstihbaratın ekipleri teröristlerin aracını 8 km takip etti. Niye yakalamadı?” sorusu ve “Gizli bir el bunları koruyor” ifadesi yer aldı.

Yaklaşık 5 yıl süren soruşturma sürecinin ardından Elçi cinayeti soruşturması sonucunda 3 polis ile kaçarken yakalandığı ve PKK üyesi olduğu belirtilen kişi ilk kez hakim karşısına çıktı. Gergin geçen duruşmada çevik kuvvet polisi duruşma salonuna girdi. Avukatların, sanık polislerin duruşmaya SEGBİS aracılığı ile katılması ve reddi hakim talepleri üzerine duruşma görülmeden 3 Mart 2021’e ertelendi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, beşinci ölüm yıldönümünde İstanbul, Mersin ve İzmir’de açıklama yapan meslektaşlarınca anıldı. Dava dosyasının seyrine tepki gösterilen açıklamalarda “Güvercinler hep yoldaşımız olacak, yolumuzu aydınlatacaktır” denildi.

Tahir Elçi davasının ikinci duruşması öncesinde DW’ye konuşan avukatlar raporlara rağmen PKK’lı olduğu belirtilen ismin dava dosyasına eklenmesine tepki gösterdi. Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Elçi’nin öldürülmesinde dahli olmadığı bilimsel olarak ortaya konmuş örgüt mensubunun dosyaya eklendiğine dikkat çekerek, bu durumu hedef şaşırtma, gerçekleri gizleme olarak yorumladı.

Davanın üçüncü duruşmasında söz alan tanıklar, vurulma anını gördükleri yönündeki beyanlarını değiştirdi. Mahkeme, silinen kamera kayıtlarının incelenmesine, avukatların ‘dijital kayıtların yurtdışında incelenmesi’ talebinin kabulüne karar verdi. Mahkeme ayrıca olay anında görevli polislerin listesinin istenmesine karar verirken, bazı polis memurlarının telefon kayıtlarının celbini reddetti. Tahir Elçi cinayetinin bir sonraki duruşması için 12 Ocak 2022 tarihini belirledi.