Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında Resmi Gazete’de yayımlanan 677 ve 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) 375 dernek kapatıldı.

Kapatılan 375 dernek arasında daha önce İçişleri Bakanlığı talimatıyla faaliyetleri durdurulan ve genel başkanlığını avukat Selçuk Kozağaçlı’nın yaptığı Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de var.

Gözaltına alınan avukatlar Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül Çağatay, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Zehra Özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz tutuklandı. Avukatlar Ahmet Mandacı ve Ezgi Gökten’in serbest bırakılmasına karar verildi. Avukatlara Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı savunmaları, polis tarafından öldürülen Dilek Doğan ve Berkin Elvan, uyuşturucu çetesinin öldürdüğü Hasan Ferit Gedik davalarında savunmanlık yapmaları, Sur, Cizre, Silvan, Reyhanlı, Soma ve Ermenek ile ilgili heyet oluşturmaları suçlama konusu yapıldı.

Ankara, Adana, Antalya, Balıkesir, Bursa, Gaziantep, Kırklareli baroları Selçuk Kozağaçlı’nın gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, avukatların soruşturulmasına yönelik düzenlemelerin hiçe sayıldığı belirtildi. Hiçbir gerekçe gösterilmeden avukatların gözaltına alınmasının kabul edilemeyeceği belirtilen açıklamada, “Avukat Kozağaçlı’nın gözaltı gerekçesi derhal açıklanmalıdır” denildi.

İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında olduğu tutuklu 17 avukatın tümü hakkında tahliye kararı verdi. Savcı, 17 sanık hakkında kaçma şüphesi iddiasıyla tutukluluklarının devamını istemişti.

Hakkında tahliye kararı verilmesinin ardından savcılığın itirazı üzerine yakalama kararı çıkarılan Selçuk Kozağaçlı, Çağlayan Adliyesi’ne gitti. Kozağaçlı, adliyede oluşunu çektiği bir video ile duyurdu ve “Bir mahkeme kararı var ve bu karar yerine getirilsin diye gelmedim. Hesabımız var o hesabı sormaya geldim. Çağlayan Adliyesi’ndeyim” dedi. Kozağaçlı daha sonra emniyete götürüldü.

Bir yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan, aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 5 avukat, ‘hukuksuzluğa dikkat çekmek’ amacıyla açlık grevine başladı.

Açlık grevinin 13. gününde konuşan Selçuk Kozağaçlı, haklarında yürütülen yargılamanın gerçek anlamda bir yargılama olmadığını, o yüzden de “açlık grevine başlamak yerine neden mahkeme kararının beklenmediği” şeklindeki bir sorunun yerinde olmadığını söyledi. Kozağaçlı, “Bu şekilde muamele edilmeyi kabul etmiyoruz. Türkiye’de yargı düzeni yok. Buna dikkat çekmeye çalışıyoruz” dedi.

Selçuk Kozağaçlı, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında verilen 11 yıl üç aylık hapis cezasına itiraz etti. Kozağaçlı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere verdiği dilekçede “Böyle bir sözde yargısal hükmün ortadan kaldırılması için sayısız gerekçenin dayanaklarıyla birlikte orada olduğunu biliyorum. Bana dosyaya baktırmadığınıza göre sizlerin onları benim için de bulmanızı umuyorum” ifadelerini kullandı.

Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yeniden kurulmasının ardından ilk genel kurulunu yaptı. “Kapitalizmin Krizi, Krizin Hukuku” ana başlığı ile gerçekleşen 18-19 Ocak 2020 tarihli genel kurulda Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Selçuk Kozağaçlı da yeniden genel başkan seçildi.

Avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Aycan Çiçek, Engin Gökoğlu ve Ayşegül Çağatay, 3 Şubat’tan bu yana sürdürdükleri açlık grevi eylemlerine ara verdi. Diğer tutuklu avukatlar Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Arslan ve Aytaç Ünsal ise açlık grevi eylemlerine süresiz ve dönüşümsüz olarak devam edecek.

Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan avukat Ebru Timtik hayatını kaybetti.

Halkın Hukuk Bürosu’nun Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Adil yargılanma talebiyle 238 gündür ölüm orucunda olan büro avukatımız Ebru Timtik şehit düştü!” denildi. 

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası avukatlar Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik yeniden hakim karşısına çıktı. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Selçuk Kozağaçlı, Yargıtay’ın bozma kararının ardından işleyen sürecin usul hatası olduğunu ve tutuksuz yargılandığı bir davaya tutuklu olarak dahil edildiğini söyledi.

Selçuk Kozağaçlı, Duvar’da yayınlanan yazısında 17 Kasım’da görülecek duruşma için çağrı yaptı. Kozağaçlı, şu ifadeleri kullandı:

“İster sanık olsun ister savunman, duruşma salonundaki her avukat, bu güzel mesleğin faşizme, onun merdiven altı yargısına, çürümüş hukukuna teslim olmadığının kanıtı. Tarihe kalacak olan ne hüküm ne ilâm sadece bu büyük mücadele. Sizi iki kere daha duruşmaya çağırabilme özgüvenimin tarihsel nedeni aynı zamanda. Anlatılan sadece bizim değil sizin, mesleğimizin hikayesi. Bizim için salonun bir anlamı daha var. Sevgili Ebrumuz, Avukat Ebru Timtik, son duruşmasına bu salonda katılmıştı. Onun sesini arayacak ve asla kaybolmayacak sözüne sahip çıkmaya çalışacağız. Gelin, beraber yapalım.”

“Bu yargılama başından beri adil yargılama hükümlerine aykırı bir yargılama oldu. Ebru Timtik adil yargılanma olması için yaptığı ölüm orucu eylemi sonucu hayatını kaybetti. Tüm bunlara rağmen hukuka aykırı uygulamalar devam ediyor. Tutuklamayı mahkeme uzatmadan değerlendirmeli. Mevcut delilleri, onun cezaevinde kalıp kalmayacağına dair mevcut delilleri önceki kararıyla kıyas yaparak değerlendirmeli. Mahkeme bu değerlendirmeyi ne yazık ki yapmıyor. Standart gerekçeler sunuyor mahkeme. Hukuka uygun değil bu kararlar. 

Bu dava da toplumsal bir mesaj taşıyor. Özellikle avukatlara yönelik bir baskı mekanizmasının uygulanmasının bir yöntemi. Bu amaçla uygulamalar yapılıyor. Baro başkanları bu davaya sahip çıktıklarını ve çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Eğer bu dava üzerinden verilmek istenen bir mesaj varsa bunun gerçekleşmediği ortada. Bu davada verilecek karar, avukatlar açısından hukuka yönelik atılacak adımlar açısından bir ölçü olmayacağı görüldü. Avukatların mücadelesi devam ediyor. Eğer iktidarın yapmak istediği buysa bu zaten Ebru Timtik’in direnişiyle kırılmıştı. Ebru Timtik bu mesajı almadığını, direnmeye devam ettiğini söylemişti. Bundan sonra da böyle olacaktır.”