Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde saat 13.45 sıralarında biri belediye diğeri de postane binası yakınlarında iki ayrı patlama oldu. Patlamada ilk belirlemelere göre 44 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi yaralandı. Reyhanlı, Ankara Garı Katliamı’nın ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı saldırısı olarak kayıtlara geçti.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Özellikle çözüm süreci diye ülkemizde yeni bir dönemi başlattık ve bu yeni dönemi hazmedeyemenler, ülkemizdeki bu özgürlük havasının teneffüs edilmesine ne yazık ki olumlu bakamayanlar, bu tür eylemler içerisine girebilir” dedi.

Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “Suriye’de böyle kritik bir geçiş sürecinde birçok provokasyon, tahrik söz konusu olabilir. Dışarıdaki durumu Türkiye’ye yansıtan karşılığını bulur. Muhtemel provokasyonlara karşı herkes dikkatli olmalı. Suriye için kritik olan bu süreçte zamanlama dikkat çekicidir” açıklamasını yaptı.

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, patlamalara ilişkin “provokasyonlara karşı uyanık ve dikkatli olunması” konusunda uyarıda bulundu.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Onların Muhaberat ile ve silahlı örgütleriyle böyle şeytanca bir planı uygulamak hatta planlamak onlar için herhalde olağan şüpheli noktasındaki düşüncelerimizdir” dedi.

Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Olayı gerçekleştiren örgüt ve bağlantılı olduğu kişiler tespit edildi. Saldırganlar Suriye rejim ve istihbarat yanlısı örgütle bağlantılı” açıklamasını yaptı.

Reyhanlı saldırısı sırasında olayı aydınlatmayı kolaylaştıracak MOBESE kameralarının çalışmadığı öğrenildi. İlçedeki 73 MOBESE kamerasının tamamının birkaç gün önce “sistem arızası” verdiği ve kayıt yapmadığı ortaya çıktı.

Reyhanlı patlamasının arkasındaki isim olduğu iddia edilen Mihraç Ural, saldırıda kendisinin liderliğindeki Mukaveme Suriye (Suriye Direnişi) adlı örgütün yer aldığı iddialarını reddetti.

Saldırılarda İsrail istihbarat servisinin parmağı olduğunu savunan Ural, “Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekmek için yapılmış bir eylem, amacı da Türkiye halkını savaşa sürüklemek ve Suriye halkına düşmanlaştırmak” iddiasında bulundu.

Saldırıların ardından Reyhanlı Emniyet Müdürü Murat Berk görevden alındı. Yerine Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Duygu Uzundurukan getirildi. Berk’in ilçedeki görevi 18 ay sürdü. Hatay İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Başoğlu’nun saldırıların ardından İzmir’e tayininin çıkması da dikkat çekti.

Kızıl hacker grubu Redhack, Reyhanlı saldırısıyla ilgili Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’na ait “gizli” ve “ivedi” ibareli belgeleri yayınladı. 17 Mayıs’ta, yani Reyhanlı saldırılarından sonra hazırlandığı öne sürülen belgelerde, Türkiye’ye yönelik gerçekleşeceği belirtilen eylem hazırlığına ilişkin istihbaratın 25 Nisan tarihinde alındığı ifadeleri yer aldı. 

Belgelerde, El Nusra Cephesi’nin bomba yüklü araçlarla Türkiye’de eylem yapacağı iddiaları yer alıyordu. Söz konusu planların El Nusra’nın üç araca, Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneği yerleştirdiği yönündeki istihbarat bilgileri olduğu, bunun da 25 Nisan tarihinde elde edildiği belirtilen bilgilerle paralellik taşıdığı ibaresi dikkat çekiyordu.

Başbakan Erdoğan, Reyhanlı’daki saldırının, mülteci kamplarının bombalanması ve muhalif liderlerin kaçırılması planlarının baş aktörünün CHP heyetine Şam’da rehberlik eden Ebu Firas olduğunu açıkladı. Erdoğan, Ebu Firas’ın CHP heyetinin Esad ile yaptığı toplantıya da katıldığını söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Reyhanlı saldırılarına ilişkin “bilgi ve belgeleri açıkla” çağrısı yaptı. Bahçeli, “Sayın Başbakan, sana sesleniyorum, Reyhanlı’da 52 canımızı alan katillerle ve azmettiricilerle ilgili elinde ne belge ne bilgi ve bulgu varsa açıkla da milletimiz tüm gerçekleri öğrensin” dedi.

Suriye muhalefeti içerisinde yer alan radikal islamcı örgüt Nusra Cephesi, Reyhanlı saldırısını gerçekleştirdiklerine dair iddiaları yalanladı. Nusra Cephesi başmüftüsü Şeyh Ebu Merya el Kahtani imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada Heysem Menna tarafından ortaya atılan iddiaların gerçek dışı olduğunu ve bu saldırıların “İslam dışı” olduğunu savundu.

Hatay sınırında yakalanan Reyhanlı’nın bir numaralı şüphelisi Nasır Eskiocak, emniyetteki ifadesinde saldırıdan yaklaşık iki ay önce Y.N. ile Suriye’ye giderek Konya ve Ankara’da bombalı eylem planladığını söyledi.

Eskiocak, Ankara ve Konya’da saldırı hazırlıkları yaptığı sırada, Nisan 2013 sonunda Samandağ’dan deniz yoluyla Suriye’ye giderek Lazkiye’de Y.N, E.A. ve Hacı isimli Suriyeli ile görüşme yaptıklarını, Y.N’nin kendisine “Saldırıların Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleştirilmesinin istendiğini” belirttiğini söyledi. Eskiocak bunun üzerine gittiği Reyhanlı ilçesinde patlama yerlerinde inceleme yaptığını, saldırılardan iki gün önce takip edildiğini fark edince Lazkiye’ye gittiğini, saldırıyı ertelemek isteyince Hacı isimli Suriyelinin “İki-üç gün içinde eylemi yapmam gerektiğini ve fazla zamanlarının olmadığını” belirttiğini ifade etti. Eskiocak bunun üzerine deniz yoluyla Samandağ’a geldiğini ve Harbiye’de araçları aldıklarını, sonrasında bombalı arabaların D.Ö. ve arkadaşı tarafından Reyhanlı’ya götürüldüğünü belirtti.

Eskiocak, Y.N’nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın amcasının oğlu Halil Esad’ın yanına sürekli gittiğini, bir keresinde de Beşşar Esad ile görüştüğünü, bu görüşmenin amacının da Yayladağı ve Samandağ ilçesinden Lazkiye’ye gitmelerine yardımcı olmak olduğunu iddia etti.

Eskiocak saldırı günü alınan yoğun güvenlik önlemleri sebebiyle Suriye’ye kaçamadığını da belirtti.

Reyhanlı belgelerini sızdırdığı iddia edilen er Utku Kalı hakkında tutuklanmasının ardından iddianame hazırlandı. İddianamede Utku Kalı hakkında “devletin gizli belgeleri temin ve açıklama” suçundan 25 yıl hapis cezası istendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Reyhanlı katliamını IŞİD’in üstlendiği iddialarını yalanladı. Emniyet, haber kaynağının Suriye rejimi yanlısı bir internet sitesi olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, “Olayın Suriye rejimine bağlı istihbarat servisi ile bağlantılı gerçekleştirildiği saptanmıştır” denildi.

Reyhanlı saldırısı ile ilgili gizli belgeleri sızdırmakla suçlanan 26 yaşındaki er Utku Kalı, belgeleri komutanın emri ile tutanak karşılığında iki sivil kişiye verdiğini belirterek tahliyesini istedi. Mahkeme Utku Kalı hakkında tahliye kararı verdi.

Reyhanlı’daki patlamadan bir gün önce Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), saldırılarda kullanılan araçların plakalarını İl Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdiği, ancak bu ihbarın İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde patlamadan dokuz saat 41 dakika sonra görüldüğü ortaya çıktı. MİT yazısında bildirilen, mobesede ilçeye girişleri görülmesine rağmen engellenmeyen 06 AH 6072 ile 31 ARS 83 plakalı araçların saldırılarda kullanıldığı belirlendi.

Dönemin Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Nevzat Eşit ve yardımcısı Eyüp Karaçoban ile Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürü Murat Bek hakkında “görevlerini kötüye kullandıkları” iddiasıyla üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Reyhanlı davasının avukatlarından Sevinç Hocaoğlu, “İstihbarattan, emniyet mensuplarına ve siyasi iktidara kadar herkes katliamın sorumlusu” dedi.

Hocaoğlu, “Cilvegözü veya Reyhanlı Katliamı Suriye’ye müdahale tartışmalarının yapıldığı bir dönemde ‘Esat yaptırdı’ denilerek gerçekleştirilen bir katliam. Diyarbakır’da gerçekleştirilen katliam gibi, Türkiye siyasetinin devlet tarafından katliamlarla yönlendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Katliam gerçekleşiyor, siyasi iktidar buradaki sorumluluğu üzerine almıyor. Aksine failleri belirsizleştirecek hamleler yapıyor. Yargı, sorumluların açığa çıkarılması üzerinden işlemiyor, katliamların üzerini örtecek adımlar atılıyor” ifadelerini kullandı.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, Reyhanlı patlamasının önlenmesine yönelik gerekli tedbirleri almadıkları gerekçesiyle dönemin Hatay Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, İstihbarat Şube Müdürü Ümit Karaca, TEM Şube Müdürü Nevzat Eşit ile Reyhanlı Emniyet Müdürü Murat Berk hakkında dava açtı. Emniyet görevlileri hakkında üç yıla kadar hapis cezası istendi.

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından Reyhanlı soruşturmasını yürüten savcı Osman Şişman hakkında hazırlanan raporda, MİT’in daha önceden Suriye kaynaklı olarak eylem yapılacağı bilgisini emniyete vermesine rağmen Şişman’ın operasyona izin vermediği belirtildi. Şişman’ın Reyhanlı’yı MİT ile ilişkilendirmek için saldırıya göz yumduğu iddia edildi.

Reyhanlı patlaması sırasında Hatay Emniyet Müdürü olarak görev yapan Ragıp Kılıç’ın “FETÖ” üyeliğinden yargılandığı davada hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istendi.

MİT tarafından Suriye’nin Lazkiye kentinde yapılan operasyonda, Reyhanlı’daki bombalı saldırıda Suriye istihbaratıyla irtibatı sağladığı ve failleri yönlendirdiği iddia edilen Yusuf Nazik yakalanarak Türkiye’ye getirildi.

Reyhanlı katliamının planlayıcısı olduğu gerekçesiyle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yusuf Nazik, 53 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Reyhanlı katliamının sorumlularından Ercan Bayat, Hatay’ın Suriye sınırında yakalandı. Bayat, 2012’de işlediği “kasten öldürmeye teşebbüs” suçu ile Reyhanlı katliamı dosyasında hakkında isnat edilen suçlardan tutuklandı.