Ağrı’da Ramazan Bayramı sebebiyle ailesiyle Bezirhane Köyü’ndeki akrabalarını ziyarete giden 4 yaşındaki Leyla Aydemir dedesinin evinin önünden kayboldu. Aydemir’i bulmak için arama çalışmaları başlatıldı.

Aydemir’in annesi Şükran Aydemir, kızının amcasının yanındayken bir anda kaybolduğuna dikkat çekerken baba Nihat Aydemir, “Bayram dolayısıyla köye geldik, daha sonra çocuğumuzu alıp götürdüler. 15 dakikanın içerisinde çocuk kayboldu.” açıklamasını yaptı.

Amca Musa Aydemir’in, kaybından kısa süre önce çektiği videoda Leyla boynunda nazar boncuklu kolyesi ve yeşil çizgili tişörtüyle görülüyor. Videoda Leyla’nın tedirgince ve istemediğini belli ederek Musa Aydemir’den uzaklaşmaya çalışması dikkat çekti. Müge Anlı’nın programına katılan Aydemir Ailesi, Leyla’nın yabancıların yanına gitmeyeceğini, tanıdıklardan da uzak duran bir çocuk olduğunu ifade etti.

Kayıp Leyla Aydemir’in bir diğer amcası Yusuf Aydemir, bilinmeyen bir numaradan yeğeniyle ilgili arandığını jandarmaya bildirdi. “Leyla elimizde, başınız sağ olsun” diyerek arayan kişinin başka bir şehirden bir çocuk olduğu ve söylediklerinin asılsız olduğu anlaşıldı. Leyla’nın babası Nihat Aydemir, Kars’ta yaşayan bir hocaya giderek kızını sorduğunu açıkladı.

Leyla Aydemir’i arama çalışmaları kapsamında kaybolduğu Bezirhane köyü ve civarında yapılan çalışmalarda metruk evler kazılarak araştırıldı. Çalışmalara kadavra arama köpekleri de katıldı.

Dönemin Ağrı Valisi Süleyman Elban, Leyla Aydemir’in cansız bedeninin kaybolduğu Bezirhane köyünden 2 kilometre uzaklıktaki Kurudere’de yüzüstü suya atılmış biçimde bulunduğunu açıkladı. Vali, Kurudere’nin daha önce havadan ve sudan defalarca aranan bir bölge olduğuna dikkat çekti. Leyla’nın dedesi Zeki Aydemir, torununu bulduklarında sırtında yara izleri olduğunu açıkladı.

Dönemin Valisi Süleyman Elban, Leyla’nın 8-10 gün aç kaldığı için hayatını kaybettiğini bildirdi. Elban, Leyla’nın cansız bedeninde istismar izi olmadığını söylerken, “İlk ceset alındığında üzerinde görülen kırmızı izlerin güneş yanığı olduğu tespit edildi. (…)Bu sabaha karşı yavrumuzun otopsisi tamamlandı, aile de buranın gelenekleri gereği bekletilmeden defnedilmesi talebinde bulundu” açıklamalarında bulundu. Leyla Aydemir kaybolduğu Bezirhane köyünde toprağa verildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydemir Ailesi ile telefonda görüştü. Aile, Erdoğan’ın suçluları bulmak için söz verdiğini aktardı.

Leyla Aydemir’in cansız bedeni bulunduğunda üzerinde olmayan elbiseleri, bedeninin bulunduğu Kurudere’ye 200 metre uzaklıkta bir tarlada bulundu.

Avukat Ali Artuk, gizli yürütülen soruşturmaya dair görüşlerini dile getirdi. Artuk, Leyla’nın 18 gün boyunca alıkonulmasıyla birlikte cansız bedeni ve elbiselerinin farklı konumlarda bulunduğuna da dikkat çekerek, “Ortada organizasyon olduğu kanaatindeyim” açıklamasını yaptı.

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Mehmet Aydemir’in, Ağrı Kapalı Cezaevi’nden Elazığ’a nakledildiği ortaya çıktı.

İddianamenin ortaya çıkan detaylarına göre, “Yiğit” isimli gizli tanık, baba Nihat Aydemir’le aralarında husumet olan Besim Dursun’un daha önce babaya “Yemin olsun ki ben seni ciğer acısıyla terbiye edeceğim” dediğini anlattı. Gizli tanık, Dursun ile Yusuf Aydemir’in yakınlığına dikkat çekti. Başka bir tanık, Aydemir Ailesi’nde, aile büyüklerinin toplanarak konunun kapatılması için Leyla’nın yürüyerek kaybolduğunu yaymaya çalıştıklarının altını çizdi. Kürtçe bilen ve muhabir kılığında ailenin evine giren bir görevli de, babaannenin ifadeye gidenlere ağızlarından bir şey kaçırmamalarını tembihlediğini söyledi.

Köydeki aile büyüklerinin cinayeti örtbas etmeye çalıştığı iddiası yeniden gündeme geldi. Nihat Aydemir’in kuzeni Erol Dursun’un ifadesine göre aile, Adalet Bakanlığı ile görüşmek için Ankara’ya gittiği sırada normalde İzmit’te yaşayan müteahhit akrabalarıyla buluşarak bu akraba vesilesiyle eski bir milletvekili ile görüştü. Dursun’un ifadesine göre bu milletvekili babaya “Kardeşim bu aile içi yapılan bir şeydir. Senin kardeşin yaptı bunu” dedi, baba ise bu sözü başını öne eğerek suskunlukla karşıladı. Dursun, anne Şükran Aydemir ile çok yakın olduklarını anlatarak, “Şükran bana ‘Boşuna uğraşmayın. Yusuf, Yusuf, Yusuf’ şeklinde söyledi. Ben bunun üzerine çok şaşırdım” dedi.

İlk duruşmaya da katılan Ağrı Barosu üyesi Avukat Ali Fidan, arama çalışmalarında Bezirhane köyünün aranmadığına dikkat çekerek, “Bu noktada bir zafiyet yaşandığı söylemek mümkündür” dedi. Fidan, duruşma sırasında anne ve babanın şikayetçi olmak konusunda farklı yaklaşımlar sergilediğinin altını çizerek “Anladığımız kadarıyla anne ve babanın (…) diğer çocuklarının güvenliği ve zarar görecekleri yönünde (…) bir takım endişeler var” yorumunda bulundu.

Leyla’nın kaybolduğu gün köyde bulunan bir kişi mahkemede gizli tanıklık yaptı. Leyla’yı en son amca Yusuf Aydemir’in yanında gördüğünü söyleyen gizli tanığın anlattıklarına göre amca, Leyla kaybolduktan sonra tedirgin tavırlarıyla dikkat çekti. Ailenin konuyla ilgili konuştuğunu neredeyse hiç duymadığını söyleyen tanık, bunun ailenin susma yönünde karar almasıyla ilgili olabileceğini ifade etti. Köydeki söylentilerden bahseden tanık, “Leyla, Nihat’ın en sevdiği kızıydı, bundan dolayı Nihat’a ders vermek için Leyla’yı seçtiklerini tahmin ediyorum. Bir de muhtemelen çocuğu satacaklar. Çocuk küçük olduğu için tekrar anne-babasını bulması mümkün olmayacaktı” ifadelerinde bulundu.

Cumhuriyet savcısı esas hakkında mütaalasını vererek sanıklardan amca Yusuf Aydemir ve Mehmet Ali Aydemir ile Besim Dursun hakkında  tutuklu yargılama ve ağırlaştırılmış müebbet talep etti. Savcı, Leyla’nın cansız bedeni bulunduğunda onu sadece jandarma görmüş olmasına rağmen Mehmet Ali Aydemir’in kıyafetsiz olduğunu bilerek elbiselerini arayacağını söylemesine dikkat çekti. HTS kayıtlarına göre amca Yusuf Aydemir ve Besim Dursun’un Leyla bulunduğu sırada telefonla görüştüklerinin belirlendiği, yine Leyla kayıpken evden sık sık çıkıp döndükleri ortaya çıktı. Leyla’nın, evinin önünden kaybolduğu Besim Dursun ile Yusuf Aydemir’in yakın arkadaş olduklarının ve arama kayıtlarında Yusuf Aydemir’in kimsenin bir şey anlatmaması yönünde telkinde bulunduğunun altı çizildi. Savcı, tutuklu yargılanan amca Musa Aydemir’in de serbest bırakılmasını talep etti.

Mahkeme, karar duruşmasında Yusuf Aydemir’in katil olduğuna hükmetti. Yusuf Aydemir cinayet suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve “cebir ve hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılırken diğer 6 sanık beraat etti. Aydemir’e herhangi bir iyi hal indirimi uygulanmadı. Davayı takip eden UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Başkanı Saadet Özkan, beraat eden kişilerin de işin içinde olduğuna dikkat çekerek gerekirse AİHM’e başvuracaklarını açıkladı.

Anne Şükran Aydemir’in avukatı Erdoğan Tunç, 6 sanığın beraat etmesi kararına itiraz ederek davanın İstinaf Mahkemesi’nde görülmesi için başvuruda bulundu.

Yusuf Aydemir’e verilen hapis cezası Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından bozularak Aydemir’in tahliye edilmesine karar verildi. Daire, Aydemir’in üzerine atılı suçları işlediği ile ilgili yeterli delil olmaması sebebiyle gerçek fail veya faillerin bulunabilmesi için Aydemir’in beraatini talep etti. Tahliye kararı ile birlikte, daha önce beraat eden 6 kişinin de beraat kararları bozuldu.

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ve UCİM’in Yusuf Aydemir’in tahliyesiyle ilgili itirazları, 2’nci Ceza Dairesi tarafından reddedildi.

Ağrı’da yeniden görülmesi kararlaştırılan dava ile ilgili UCİM, “sanıkların kardeş olması ve kalabalık ve yörede tanınan bir aileye mensup olmaları, yargılama boyunca ve haricen sergiledikleri tutumlar nedeniyle yargılamanın Ağrı’da yapılmasının adaletin tecellisi bakımından uygun olmayacağını düşünüyoruz” diyerek yargılamanın başka bir şehirde yapılması için dilekçe verdi.

Leyla Aydemir cinayeti davasının 28 Mayıs 2021’de Ağrı’da yeniden başlayacağı açıklandı. Daha önce barodan yetki alan UCİM avukatlarının vekil kayıtlarının silindiği ortaya çıktı.

Mahkeme, Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin tutuksuz yargılanan 7 kişinin de beraatine karar verdi.

Avukat Erdoğan Tunç, AFAD ekiplerinden farklı görevlilerin ses kayıtlarının ortaya çıktığını açıkladı. Dava dosyasında yer alan ses kayıtlarında, bir görevlinin diğerine, “Kiler meselesi nedir bilgin var mı” diye sorduğu duyuluyor. Görevlilerin konuşması, “Evet bizimkiler ilk gün görmüşler nasıl olsa bırakılacak diye müdahale etmemişler” şeklinde devam ediyor. Avukat Tunç, “Bizimkilerden kastının AFAD’da görevli birkaç başka kişi olduğunu düşünüyorum” dedi.