IŞİD, YPG’nin kontrolünde olan Kobane kent merkezinin yakınlarındaki köylere saldırmaya başladı.

ABD’nin Washington kentinde çeşitli temaslarda bulunan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilere verdiği demeçte “Açık açık Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden bunu istedik. Bir koridor açılması lazım. Davutoğlu’na da ilgili bakanlara da ulaştırıldı bu beklentiler.” ifadelerini kullandı. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşme sonrası açıklamalar yapan Selahattin Demirtaş, görüşmeyi son derece önemli ve olumlu bir görüşme olarak nitelendirirken “Sayın Başbakan, IŞİD’e kesinlikle destek vermediklerini bu görüşmede de bir kez daha ifade etti.” ifadelerini kullandı. 

Kobane’de çatışmalar sürerken PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Ankara’da Türk devlet yetkilileriyle görüştü. Görüşmelerde, Kobani’deki durum ve iki tarafın birbirinden beklentilerinin ele alındığı ileri sürüldü.

HDP’nin resmi twitter hesabından “Acil çağrı” notuyla paylaşılan mesajda halkı sokağa ve sokağa çıkanlara destek vermeye davet etti.

HDP’nin çağrısının ardından Türkiye’nin dört bir yanında halk sokağa çıktı. Bazı illerde protestocularla polis arasında çatışmalar yaşandı. 

Çağrının ikinci gününde eylemler ülkenin dört bir yanında devam ederken, polis müdahalesinin yanı sıra bazı gruplarla eylemciler arasında da çatışmalar yaşandı. 

Bingöl’de slogan atarak yürüyüş yapan 3 bin kişilik grup ile HÜDA PAR’lı karşıt grup arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Yürüyüş sonrası polisin geri çekilmesiyle eylemciler ve HÜDA PAR’lı grup arasında çatışma yaşandı.

Diyarbakır ve Batman’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 

İstanbul’un Esenyurt, Sultangazi ve bağcılar ilçelerinde ülkücü gruplarla eylemciler arasında gün boyu sopalı ve bıçaklı kavgalar yaşandı. Esenyurt’ta bir grup HDP Kıraç belde binasını ateşe vermeye çalıştı.

Siirt’te göstericilere açılan ateş sonucu 2 kişi hayatını kaybetti. 

IŞİD saldırısı altındaki Kobane’ye destek eylemleri, üçüncü gününde ülkenin dört bir yanında devam ediyor. 

Mersin’in Tarsus ilçesinde toplanan 400 kişilik gruba polis müdahale etmesi sonrası eylem çatışmaya dönüştü. Müdahale sırasında olay yerinde bulunan Tarsus Emniyet Müdürü Haydar Çelik, sol bileğine isabet eden kurşunla yaralandı.

İstanbul’un Esenyurt ilçesinde karşıt görüşlü bir grup, Kobane eylemlerine katıldığı gerekçesiyle bir kişiyi darp ettikten sonra defalarca bıçakladı.

Diyarbakır’da basın toplantısı yapan Selahattin Demirtaş eylemlere yapılan müdahaleleri ve şiddet olaylarını eleştirirken, karşılıklı olarak şiddetin durdurulması çağrısını yaptı. 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kobane’ye silah ve peşmerge geçişi için koridor açtıklarını açıkladı.

7 Haziran seçimleri öncesi Adıyaman’da HDP mitinginde konuşan Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kobanê düştü düşecek” sözlerini hatırlatarak şunları kaydetti: “Kobanê düşmedi AKP düştü düşecek. Paralarınızla devletin imkanlarıyla beslediğiniz o tecavüz ordusunu insanlık düşmanı barbar ordusu IŞİD çeteleri Kobanê’de düştü ve inşallah sen de düşeceksin.

22’nci muhtarlar toplantısında konuşan Erdoğan “Yani, bir kişi mi olsun, iki kişi mi olsun? Böyle bir şeyi konuşamayız. Biz, ortaya ilkeyi koymalıyız, ilkeyi. Nedir bu ilke? Benim Kürt kardeşlerimi, vatandaşlarımı sokağa dökmek suretiyle 50-52 kişinin ölümüne vesile olanlar bu ülkede teröre teşvik eden insanlar olarak yargılanmayacak da bu parlamentonun içerisinde gelip boy gösterecek ve bunları bu millet seyredecek öyle mi? Öbür tarafta, arkasında PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin olduğunu çok açık net olarak söyleyenler bu ülkede temiz olacak öyle mi? Bunlara karşı parlamento eğer gerekli tavrı ortaya koymazsa bu millet ve bu tarih bu parlamentodan hesabını sorar. Şehitler hesabını sorar” ifadelerini kullandı. 

Tutuklu HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a yönelik soruşturma için hazırlanan iddianamede, 6-8 Ekim olayları olarak bilinen Kobani olaylarının meydana gelmesinde HDP MYK’sından ve sonrasında yapılan açıklamanın etkili olduğu vurgulandı.

Demirtaş hakkında, “Terör örgütü yöneticiliği”, “Terör örgütü propagandası yapmak”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet”, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik”, “Halkı kanunlara uymamaya tahrik”, “Suç işlemeye tahrik” ve “Suçu ve suçluyu övme” suçlarından 43 yıldan 142 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Partinin diğer Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında hazırlanan iddianamede ise “şüphelinin örgütün yasama organı konumunda olan DTK içerisindeki faaliyetleri ve diğer eylemleri” nedeniyle terör örgütünün yöneticisi sıfatıyla cezalandırılmasının istendiği öğrenildi.

Kobane soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, çıkarıldığı mahkemede, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuklu yargılandığı davada 6-8 Ekim eylemleriyle ilgili kendisine yöneltilen suçlamaları yanıtlayan Selahattin Demirtaş, 7 Ekim öğleden sonra provokasyonların farkına vardıklarını ve İçişleri Bakanı ile koordinasyon halinde, bütün şiddet eylemlerini durduracak, provokasyonları durduracak tedbirleri almaya çalıştıklarını söyledi. 

2014’te yaşanan Kobane protestolarıyla ilgili soruşturma kapsamında yapılan operasyonda, aralarında Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Altan Tan, Sırrı Süreyya Önder, Emine Ayna, Nazmi Gör, Beyza Üstün, HDP MYK üyesi Alp Altınörs, eski HDP Sözcüsü Günay Kubilay, Ayla Akat Aka’nın da aralarında bulunduğu 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

Kobane soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 20 kişiden 17’si tutuklandı. Mahkemedeki sorgularının ardından da Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Gülfer Akkaya adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken diğer 17 kişi için tutuklama kararı çıktı. Tutuklananlar arasında Kars Belediyesi Başkanlığından istifa eden Ayhan Bilgen ile HDP eski MYK üyeleri Can Memiş ve Cihan Erdal da bulunuyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianame, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aralarında HDP’li siyasetçilerin de bulunduğu 27’si tutuklu 108 kişi hakkındaki iddianamenin kabul edilmesiyle sanıklar, tamamı 29 ayrı suçtan 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis istemiyle yargılanacak.

Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere çok sayıda Avrupalı heyetin de izlediği davanın ilk duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İddianamenin okunmasının ardından, avukatlar reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme, reddi hakim talebinin iletilmesi için eski HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile eski HDP milletvekili Sebahat Tuncel’e süre verilmesine, diğer sanıkların ve avukatların reddi hakim talebinin ise bu aşamada reddine karar verdi.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında, savunmalar alınmaya devam edildi. Savunmaların ardından mahkeme, ara karar açıklayarak Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal’ın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. 

20’si tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobane davasının dördüncü tur duruşmaları, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile çok sayıda milletvekilinin izlediği duruşmada gazeteciler, mahkeme başkanının talimatı gerekçe gösterilerek duruşma salonuna alınmadı. Polis barikatlar kurarak duruşma salonunun çevresindeki yolları kapattı.

HDP eski MYK üyesi Zeynep Ölbeci avukatı Ali Bozan, geride kalan üç duruşmada tutanaklara dair yapılan işlemlere dikkati çekti. Bozan, tutanaklara ilişkin mahkemenin tutanakların okunmadığı halde “okundu” şeklinde geçtiğini, diğer uygulamanın ise dosyaya tutanakların girmediği halde “girdi” denildiğini kaydetti.

Davaya verilen arada HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan açıklamalarda bulundu. HDP’lilerin Kobanê olaylarını engellemeye çalıştığını ve asıl faillerin yargılanmadığını belirten Buldan “Bugün bir kez daha aslında Kobanê Davası’nın yürütmesiyle mükellef olan, kesinlikle talimatla çalışan, yukarıdan emir alan bir mahkeme heyetinin arkadaşlarımızı nasıl yargıladığını gördük. Kobanê Davası, Türkiye’de kesinlikle alakası olmayan, siyasi saiklerle yazılmış olan, iddianamenin içerisinde gerçekle hiçbir şeyin olmadığı, yalanlarla iftiralarla tamamıyla intikam duygusuyla yazılmış olan bir iddianamenin bugün uygulatılmaya çalışıldığını ve bununla birlikte bir dönemin siyasi aktörlerinin yargılanmasının yapıldığı bir sürece tanıklık ediyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Kobane davasının 5’inci duruşmasının 7’nci oturumu görüldü. Duruşmaya SEGBİS ile katılan Selahattin Demirtaş tutukluluğuna ilişkin savunma yaptı. Beş yıldır konuştuklarını ve söylenecek çok şey olmadığını belirten Demirtaş, gerekli savunmaları yaptıklarını kaydetti. Mahkeme önündeki savunmaları halka karşı sorumluluk gereği yaptıklarını, kendisi dâhil tutuklu olan siyasetçileri hakkında tek bir somut delil olmadığını belirten Demirtaş, delillerin ve tanıkların yalan olduğunu söyledi. 

Demirtaş savunmasına şöyle devam etti:

“Hukuk tartışması mahkemelerde tartışılır ama burası bir mahkeme değil. Yargı üzerindeki siyasi baskı kalktığı zaman burası mahkemeye dönüşecek. Bir gün mutlaka dönecek ama o gün sanık sandalyesinde oturanlar Kobanî’nin gerçek katilleri olacak. Bugüne kadar hiç tahliyemi talep etmedim; beni tutuklayan siz değilsiniz, bırakacak olan da siz değilsiniz. Erdoğan’ın talimatıyla burada tutuklu bulunuyoruz. Biz dimdik onurumuzla direniyoruz. Biz halkın seçilmiş vekilleri olarak 5 yıl önce evimizden maskeli kişiler tarafından kaçırıldık. Siyasi rehineyiz biz. Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz. Korkmuyoruz, korkmayacağız. Biz suçlu değiliz, halkın öz ve öz masum evlatlarıyız. Allah’tan başka kimseye boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Ne tahliyesi; siz kimsiniz ki bizi tahliye edeceksiniz!” 

5 yıldır aynı iddianamelerde savunma verdik. AİHM ihlal kararı verdi. Şimdi sizin karşınıza çıkıp ne diyeceğim? Türkiye’nin en temiz, en onurlu siyasetçileri, insanlar var karşınızda. Şiddete bulaşmadık, barış için uğraştık. Yapmayın. Ne karar verirseniz verin muhtemel siyasetin dışında bir karar olmayacak ama Allah aşkına bunu düşünün. Gece gündüz nedir ya Erdoğan’ı, Bahçeli’si, Soylu’su hakkımızda ‘katiller’ deyip duruyor. Sizin haddinize mi ya bizi katil ilan etmek! Daha yargılama bitmedi ama 50 defa katil ilan ettiler. Mahkeme bunun karşısında sessiz kalıyor. Erdoğan ve Bahçeli, ‘ben ne dersem o’ diyor. Şimdi ben size soruyorum: Selo’yu çıkartabilecek misiniz, haydi bakalım.

Mahkeme heyeti, AİHM’in Demirtaş’ın tahliyesi yönündeki kararının bu dosyayı bağlamadığını iddia ederek, 21 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 8 Kasım’a erteledi.

Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen ve HDP önceki dönem eş genel başkanları ve MYK üyelerinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 8’inci duruşmasında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savunma yaptı.

Avukatların bu koşularda yeterli savunma sunamayacaklarını ifade ettiklerini dile getiren Demirtaş, “Mesleklerini suistimal etmek için değil, samimiyetle söylüyorlar. Bunu bize sitem olarak anlatıyorlar. Dolayısıyla mahkemenizin ciddiyetle ele almasında fayda var. Bu periyotla sürdürülmesi bizi de etkiliyor. 5 yılı aşkın süredir yüksek güvenlikli bir hücrede tutuluyoruz. Moralimiz yerinde evet, kendimizi güçlü hissediyoruz ama biz de insanız sağlık ve fiziki sorunlarımız var. Dünyanın en lüks sarayında yaşamıyoruz. Hücrede yaşıyoruz. Saatlerce 8 metrekarelik odada bulunup savunma yapmak da eziyettir. Savunmanın fiziki bir koşularda yapılmasını engelliyor.” ifadelerini kullandı. 

Demirtaş, savunmasının devamında şu ifadelere yer verdi: 

“Ama biz siyasi mücadeleyle sonuç alacağız. Demokrasiyi, özgürlükleri geliştireceğiz. Bu iktidar hak, adalet, hukuktan nasibini almamış. İnsanların eziyet çekmesi umurunda değil. İktidarı değiştirip HDP’nin görüşünü iktidara taşımadan nefes alamayacağız. Tüm arkadaşlar moralli olsunlar çözüm siyasi mücadelededir. Dirençle umutla birlikte başaracağız. Daha adil yargı önünde bu davalar da farklı bir seyir alacaktır. Bugün vereceğiniz kararlarda daha çok sizin geleceğinizi belirler. Savunma için süre istiyoruz siz de gelecekte ne tür savunma yapacağınızı düşünün ve savunma hazırlayın.”

Duruşmaya, 23 Aralık’a kadar ara verildi

Kobanî davasının 8. duruşmasının 5. oturumu bugün Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçilerden bazıları ve avukatları katıldı, bir kısmı da mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Farklı hapishanelerde tutulan siyasetçilerin bazıları da duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. 

Söz alan müştekilerden Serkan Yazıcı, aracının zarar gördüğü iddiasıyla şikayetçi olduğunu, ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti.

Avukat Mahsuni Karaman, AİHM kararını hatırlatarak, “AİHM, ‘HDP’nin attığı tweet ile sizin aracınızın hasar gördüğü olaylarla bir bağlantısı yoktur’ dedi. Bu kararı da hatırlatarak hala şikayetiniz devam ediyor mu?” diye sordu. Müşteki ise “Ben o gün olaylarda olanlardan şikayetçiyim” şeklinde yanıt verdi. Mahkeme başkanının “Bizim dosyada yargılananlardan şikayetçi misiniz?” sorusuna müşteki Yazıcı, şikayetçi olmadığını söyledi. 

Müştekiler arasında ismi yer alan polis Mustafa İmal, devletin araçlarının zarar görmesi, arkadaşlarının yaralanması ve evine açılan ateşin isabet etmesi nedeniyle şikayetçi olduğunu söyleyerek davaya katılmak istediğini ifade etti.

Avukat Cihan Aydın müştekiye “Evinize kimler tarafından ateş edildiğini biliyor musunuz?” diye sordu. Müşteki İmal, kimin ateş ettiğini bilmediğini söyledi.

Avukat Maviş Aydın, “Bu dosyaya müşteki olarak nasıl dahil oldular, dosyadan nasıl haberdar oldular. Başka bir dosyada müşteki olarak dahil olmadıklarını söylediler. Tüm müştekilere bu dosyaya nasıl dahil olduklarının sorulmasını talep ediyorum” dedi.

Ardından söz alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Muammer Cemaloğlu, HDP aleyhinde söylemlerde bulunarak, davaya AKP adına müdahil olma talebinde bulundu.

Avukat Veysi Eski, “Dosyanın bütününe baktığımız zaman müvekkillerimiz bir şekilde olayların önlenmesi için iktidar yetkilileriyle görüşme halindeydi. AKP müşteki olacaksa soru sorma hakkımızı kullanmak istiyoruz” dedi.

AKP’nin katılma talebine ilişkin söz alan Nazmi Gür, “AKP bu ülkede iktidar partisi. Az önce AKP avukatı size vereceğiniz cezayı dikte etti. Tek güç ve iktidar sahibidir. O olayların birinci derece sorumlusu iktidar partisidir, AKP’dir. AKP’nin burada bulunmasının sebebi müşteki olması değil bizzat mahkemeye baskı kurmasıdır. Bunu reddediyoruz. Bu utançtır.” ifadelerini kullandı.