Sabaha karşı başlayan yolsuzluk operasyonunda talimatı Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün koordinasyonunda Savcı Celal Kara verdi. İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı.

3 bakanın oğlunun gözaltına alınmasının şoku yaşanırken emniyet müdürlerinin görevlerinden peşpeşe alınmaları kafaları karıştırdı. Operasyon sonrası İstanbul Emniyeti’nde 11 müdürün görevden alınmasının ardından Ankara Emniyeti’nde de 9 şube müdürünün görev yeri değiştirildi.

Operasyonun 3. gününde dikkat çekici bir görev değişimi yaşandı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atanırken, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, Aksaray Valisi Selami Altınok atandı. Usullere göre bakıldığında Çapkın terfi alırken, Altınok tenzili rütbe aldı. Fakat teamüllere göre tam tersi oldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü gibi kritik bir göreve atanan Altınok’u daha sonrasında AK Parti milletvekilliği koltuğunda gördük. Merkez Valiliği’ne çekilen ve kağıt üzerinde terfi eden fakat esasta etkisizleştirilen Hüseyin Çapkın ise, sonraki yıllarda FETÖ üyeliğinden yargılandı.

Emniyet’teki iç hesaplaşma devam etti. Mali Suçları Araştırma Komisyonu Başkan Yardımcısı Faruk Elieyioğlu, operasyonu gizlediği gerekçesiyle görevden alınırken, bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu şüphelilerin tamamı adliyeye sevk edildi. Soruşturmayı başlatan ve dosyaya sonradan görevlendirilen üç savcı, oybirliğiyle bakan çocuklarına tutuklama istedi.

İlk üç günün şokunu atlatan AK Parti hükümeti, bir manevra ile davanın seyrini değiştirdi. Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştirdi. Savcıların emrinde soruşturmada görevli polislerin, soruşturmalara ilişkin amirlerine bilgi vermesi zorunlu hale getirildi. Bu operasyonda en üstler operasyondan habersizdi ve soruşturma bilgileri dışında yürütülmüştü. Hükümetin de keza operasyona yönelik en büyük itirazı buydu. Bazı barolar ise bu yeni yönetmeliğin iptali için dava açtı.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde görevli emniyet amiri 35 yaşındaki Hakan Yüksekdağ, aracında başından vurulmuş halde ölü bulundu. Olay sonrası basında psikolojik sorunları olduğu yönünde haberler yapılan Yüksekdağ’ın yakınları haberlere tepki gösterdi. Aile “Bu bir operasyondur” dedi.

İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş, “17 aralık soruşturmasını sızdırmak” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrıldı. İstanbul Emniyeti “hangi delil ve suçlamalarla ifadeye çağrıldığı tam olarak anlaşılmadı. Bu çağrınız mevzuata aykırı” gerekçesiyle Ahmet Arıbaş’ı ifadeye göndermedi. Arıbaş, daha sonraki yıllarda 2018’e kadar görevden uzak kalırken son 3 yılda Muş ve Hatay Emniyet Müdürlüğü yaptı.

Resmi Gazete’de yeni kabine yer aldı. Yolsuzluk dosyasında adı geçen isimlerin yanı sıra Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in adının bulunması ise beklenmedikti. Zira Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Fatma Şahin ve Egemen Bağış daha sonraları AK Parti kadrolarında yer alırken, Sadullah Ergin, soruşturmada adı geçmemesine karşın herhangi bir görev almadı. Ergin şu an DEVA Partisi kadrolarında yer alıyor.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ikinci dalgasıyla ilgili dosya elinden alınan Savcı Muammer Akkaş yaptığı açıklamada “Cumhuriyet Savcısı olarak soruşturma yapmam engellenmiştir” dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, bir savcının rastgele kendi kendine ne bir soruşturma başlatabileceğini ne de bitirebileceğini söyledi. Daha sonrasında ise savcı Akkaş görevden alındı. İlerleyen yıllarda ise bu savcının ismine Hrant Dink Cinayeti’nde de rastlıyoruz.  FETÖ firarisi konumuna düşen Muammer Akkaş hakkında cinayet dosyasını sürüncemede bıraktığı gerekçesiyle 8 yıldan 17 yıla hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame düzenlendi.

25 Aralık’ta başlatılan ikinci yolsuzluk soruşturma dalgası kapsamında gözaltına alınacak kişilerin listesine ulaşıldı. Yolsuzluk iddialarına ilişkin 2’inci dalgada aralarında Suudi iş adamı Yasin El Kadı ile iş adamları Fatih Saraç, Latip Topbaş, Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Orhan Cemal Kalyoncu ve Faruk Kalyoncu’nun da bulunduğu 41 kişinin adı geçti.

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesinin ardından yaptığı açıklama iktidarın tepkisini çekmişti. Sadullah Ergin sonrası göreve gelen Bekir Bozdağ’dan ise karşı bir adım geldi. Bozdağ  HSYK adına açıklamaları sadece Adalet Bakanı’nın yapacağını söyledi.

4 Bakan meclis komisyonunca Yüce Divan’a gönderilmedi. Sonrasında meclis genel kurulu bu bakanların Yüce Divan’a gönderilmesini oyladı. Bakanların hiçbiri kendini savunmak için kürsüye çıkmadı. Meclisteki oylamada AK Parti kanadından 40 fire verilmesine karşın oy çoğunluğu sağlandı ve Yüce Divan yolu kapandı.
Soruşturmayı başlatan savcılar ve hakimler ise meslekten ihraç edildi. Birçoğu ise şu an firari konumda.