Hayata Dönüş operasyonu

Nedir?

Türkiye cezaevlerinde F tipi hücre sistemine ve tecrit uygulamasına karşı açlık grevi ve ölüm orucu başlatan tutuklu ve hükümlülere yönelik 19 Aralık 2000 tarihinde sabaha karşı Hayata Dönüş operasyonu başlatıldı. 20 cezaevine yapılan operasyonlarda ikisi asker 32 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, hayatını kaybedenlerin çoğunun kendilerini yaktığını iddia etse de, daha sonra ortaya çıkan bilirkişi ve Adli Tıp raporları operasyonda askerlerin öldürücü gaz ve yüksek kinetik enerjili silah kullandığını ve koğuşlardan ateş açılmadığını ortaya koydu. 11 yıl sonra Jandarma Genel Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği belgeye göre operasyona “Hayata Dönüş” değil, “Tufan” adı verildiği ortaya çıktı. Operasyona ilişkin bireysel olarak devlete karşı kazanılmış tazminat davaları olsa da birçok cezaevindeki operasyona ilişkin yargı süreçleri devam ediyor.

Yazar notu: Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyon sonrası tutuklu Hacer Arıkan’ın “Bizi diri diri yaktılar” sözleri hafızalara kazındı. O anları buradaki videodan izleyebilirsiniz.

Yazar

  • Dicle Baştürk

     
  • 10 Temmuz 2000

    Adalet Bakanı Türk: “Cezaevlerini oda sistemine dönüştüreceğiz”

    Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, tüm cezaevlerini koğuş sisteminden oda sistemine dönüştürmek istediklerini açıkladı. Türk, “Bu odalar iki, dört, altı, sekiz kişilik odalar olabilir. Ama herhalde cezaevlerinde belirli örgütlerin egemenliğine son verilecektir” dedi. Türk, F tipi cezaevlerinin Avrupa standartlarında olduğunu, hükümlü ve tutuklular için en iyi koşulları taşıdığını savundu.

  • 3 Ağustos 2000

    Mahkûm yakınları F tipi cezaevini inceledi: “Buralar tecrit”

    Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüşen Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği’nden (TAYAD) 30’şar kişilik iki grup, Sincan F Tipi Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından Şükran Ağdaç adındaki bir mahkûm annesi “Biz demiyoruz ki mimari yapısını çok kötü yapmışsınız. Işıkları, aydınlatmaları yok demiyoruz. Biz diyoruz ki buralar tecrit” diye konuştu.

    3 Ağustos 2000

  • 26 Ekim 2000

    13 cezaevinde F tipi cezaevlerine karşı açlık grevi başladı

    DHKP-C ve TKP (ML) ve TKİP davalarından tutuklu ve hükümlüler, F tipi cezaevlerinin kapatılması dahil bazı taleplerle Bayrampaşa, Ümraniye, Bursa, Çanakkale, Bartın, Gebze, Malatya, Çankırı, Aydın, Buca, Ulucanlar, Uşak ve Ceyhan olmak üzere 13 cezaevinde açlık grevine başladı.

  • 18 Aralık 2000

    Ölüm orucunda 60. güne girildi

    F tipi cezaevlerine karşı 262 tutuklu ve hükümlünün başlattığı ölüm orucu eylemi 60. gününe girdi. Sivil toplum örgütü temsilcileri, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile bir araya gelerek görüşmelerin yeniden başlatılmasını ve F tipi cezaevleri uygulamasının ertelendiği açıklamanın yinelenmesini istediler. 

    18 Aralık 2000

  • 19 Aralık 2000

    Ölüm orucundaki mahkûmlara ‘Hayata Dönüş’ operasyonu

    Ölüm orucundaki tutuklu ve hükümlülere yönelik ‘Hayata Dönüş’ operasyonu yapıldı. İlk belirlemelere göre 19 mahkûm ve iki jandarma eri hayatını kaybetti, 57 kişi yaralandı. Ülke genelinde 20 cezaevinde başlatılan operasyon 15.5 saat sonra 18 cezaevinde tamamlandı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Ümraniye ve Çanakkale dışındaki cezaevlerinde eylemin sona erdirildiğini söyledi. Türk, ölüm orucu eyleminde bulunan 141 kişi ile açlık grevindeki 434 kişinin tedavi altına alındığını belirtti. Türk hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlülerin çoğunun kendisini yaktığını savundu. F tipi cezaevlerine nakiller, operasyonla birlikte başladı.

  • Hayatını kaybeden mahkûmların isimleri:

    • Ahmet İbili. Ateşli silah yaralanması ve yüzeysel yanıklar. Ümraniye.
    • Ali Ateş. Ateşli silah yaralanması. Bayrampaşa.
    • Ali İhsan Özkan. Bursa.
    • Alp Ata Akçayüz. Ateşli silah yaralanması. Ümraniye
    • Aşur Korkmaz. Ateşli silah yaralanması.Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • Berrin Bıçkılar. Yanık ve ölüm orucu sonucu ölüm. Uşak.
    • Cengiz Çalıkoparan. Ateşli silah yaralanması. Bayrampaşa.
    • Ercan Polat. Karın alt kısmında ateşli silah yarası. Ümraniye.
    • Fahri Sarı. Kurşunla ölüm. Çanakkale.
    • Fırat Tavuk. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • Fidan Kalşen. Kurşun ve yanma sonucu ölüm. Çanakkale.
    • Gülser Tuzcu. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • İlker Babacan. Çanakkale.
    • İrfan Ortakçı. Çankırı.
    • Murat Ördekçi. Ateşli silah yaralanması. Bayrampaşa.
    • Murat Özdemir. Bursa.
    • Mustafa Yılmaz. Ateşli silah yaralanması. Bayrampaşa.
    • Nilüfer Alcan. Yüzü ve elleri 1. derecede yanık, duman zehirlenmesi. Bayrampaşa.
    • Özlem Ercan. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • Seyhan Doğan. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • Sultan Sarı. Çanakkale.
    • Şefinur Tezgel. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa
    • Ünsal Gedik. Kafasında ekimoz var. Karbonmonoksit zehirlenmesi olabilir. Ümraniye.
    • Yasemin Cancı. Uşak.
    • Yazgülü Güder Öztürk. Yanma sonucu ölüm. Bayrampaşa.
    • Halil Önder. Ceyhan.
    • Hasan Güngörmez. Çankırı.
    • Rıza Poyraz. Ateşli silah yaralanması, künt kafa travması. Ümraniye.
    • Kimliği Belirsiz. Ateşli silah yaralanması ve yüzeysel yanıklar sonucu tanınmaz durumda. Ümraniye.
    • Kimliği Belirsiz. Ateşli silah yaralanması ve yüzeysel yanıklar sonucu tanınmaz durumda. Ümraniye.

  • 20 Aralık 2000

     

    Başbakan Bülent Ecevit’ten operasyon açıklaması

    Başbakan Bülent Ecevit operasyon sonrası yaptığı açıklamada, “Bu cezaevleri terörist yuvası olmaktan kurtulacaktır. Sonuç milletimize hayırlı olsun. İki şehidimiz var. Bu teröristler artık devletle başa çıkamayacaklarını anlamış olmalılar” dedi.

  • 20 Aralık 2000

    Gazeteler hangi manşetleri attı?

    Hürriyet: Devlet Girdi

    Milliyet: Sahte oruç, kanlı iftar

    Sabah: Kendilerini ateşe verdiler

    Akşam: Yürüyen çıraya döndü… ‘Yakın’ emri verdi

    Star: Ölüm orucundakiler tek tek kendilerini yaksın! Sonuç: İşte bu

    Zaman: Sahur operasyonu

    Cumhuriyet: Operasyon

    20 Aralık 2000

  • 21 Aralık 2000

    MGK, hükümet ve güvenlik güçleri hakkında suç duyurusu, Avrupa’dan operasyona tepki

    Meslek örgütleri, siyasi partiler, tutuklu ve hükümlü yakınları operasyona ilişkin MGK, hükümet ve güvenlik güçleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Operasyona Avrupa’dan tepki geldi. Avrupa Konseyi, “Operasyon ve şiddet durdurulsun” dedi. Avrupa Birliği Komisyonu, Ankara’nın AB adaylık görüşmelerine yakında başlama şansının artmadığını söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yapılan açıklamada “Korkunç bir fiyasko” denildi. Uluslararası Af Örgütü, olayların bağımsız bir komisyon tarafından soruşturulması çağrısında bulundu.

  • 22 Aralık 2000

    Çanakkale Cezaevi’nde operasyon sona erdi: Dört mahkûm öldü, 26 yaralı

    Çanakkale Cezaevi’ndeki operasyon sona erdi. Operasyon sonucunda dört mahkum hayatını kaybetti, 26 kişi yaralandı. Ümraniye Cezaevi’nde ise operasyon sürdü. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “Kayıplar beklentimin altında, az zayiatla gerçekleştirilmiş bir operasyon” dedi.

    22 Aralık 2000

  • 23 Aralık 2000

    Ümraniye Cezaevi ile birlikte operasyon sona erdi: Dört kişi öldü

    ‘Hayata Dönüş’ operasyonu Ümraniye Cezaevi ile birlikte sona erdi. Ümraniye Cezaevi’nde dört tutuklu ve hükümlü hayatını kaybetti, 52 kişi yaralandı. Dört gün süren operasyonda toplamda 24 kişi yaşamını yitirdi.

  • 24 Aralık 2000

    Avukatlardan F tipi cezaevi izlenimi: ‘İçi dehşet verici’

    Sincan ve Edirne F tipi cezaevlerine giren avukatlar, ölüm orucu eylemcilerinin F tiplerine gönderildiklerini ve burada ölüme terk edildiklerini söyledi. Avukatlar cezaevlerinin ısıtılmadığını, tutuklu ve hükümlülerin yarı çıplak bir şekilde görüşe getirildiğini ve donarak ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını ifade etti.

    24 Aralık 2000

  • 26 Aralık 2000

    Ölüm oruçları F tipinde de devam ediyor: Bir kişi daha hayatını kaybetti

    Uşak E Tipi cezaevinde kendisini yaktığı iddia edilen ölüm orucu eylemcisi Berrin Bıçkılar da hayatını kaybetti. Operasyonda hayatını kaybedenlerin sayısı 28’e yükseldi. Hayata Dönüş operasyonu sonrası F tipi cezaevine nakledilen bazı tutuklu ve hükümlüler ise ölüm orucu eylemlerine devam etti. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Tosun, “Vazgeçmezlerse tıbbi müdahale yapacağız” dedi.

  • 15 Mayıs 2001

    Adli Tıp raporu: Asker asker kurşunuyla ölmüş

    Operasyonlar sırasında Ümraniye Cezaevi’nde kafasından vurularak ölen jandarma uzman çavuş Nurettin Kurt’un, mahkumlarda bulunmayan bir silahla öldürüldüğü belirlendi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Kurt’un “yüksek kinetik enerjili bir silahla” vurulduğu belirlendi. Adli tıp uzmanları, “Yakın mesafeden dahi, cezaevinde ele geçirilen tabancalar bu etkiyi yapamaz” dedi. Emniyet Kriminal Şube Müdürlüğü yetkilileri de uzun namlulu silahların bu kapsama girdiğini söyledi.

    15 Mayıs 2001

  • 9 Mart 2004

    Ali Suat Ertosun’a devlet madalyası

    Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yapan Ali Suat Ertosun, “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile ödüllendirildi. Ertosun madalyasını Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in elinden aldı.

  • 26 Mart 2004

    Operasyonda hayatını kaybeden mahkûmun ailesine tazminat

    İstanbul İkinci İdare Mahkemesi, cezaevi operasyonlarında hayatını kaybeden Mahmut Murat Ördekçi’nin ailesine toplam 109 milyar lira tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, “operasyonun iyi planlanmadığı, ölçülülük kuralına uyulmadığı, orantılı güç kullanılmadığı” kanaatine vardı ve yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

    26 Mart 2004

  • 4 Temmuz 2007

    563 güvenlik görevlisine operasyon davası

    Çanakkale Cezaevi’nde üç hükümlünün hayatını kaybettiği operasyonla ilgili olarak çoğu asker 563 güvenlik görevlisi hakkında dava açıldı. Sanıklar hakkında “Emri aşmak suretiyle faili belli olmayacak şekilde birden fazla adam öldürmek” suçlamasıyla ağır hapis cezası istendi.

  • 31 Mart 2007

    Yücel Sayman: "Operasyon yapılmamış olsaydı iki tarafı ikna etme şansımız olabilirdi"

    Bayrampaşa Cezaevi’ndeki Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından cezaevi idaresine karşı silahlı isyan suçundan yargılanan 167 tutuklu ve hükümlünün Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dönemin İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman tanık olarak dinlendi. Operasyon öncesinde tutuklu ve hükümlüler ile hükümet arasındaki arabulucu heyetinde yer alan Yücel Sayman, “Tecrite karşıydık. Bunu Adalet Bakanlığı ile tartışıyorduk. Konunun uluslararası boyutta tartışılıp gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra uygulamaya geçmesini istiyorduk. Operasyon yapılmamış olsa her iki tarafı da ikna etme şansımız olabilirdi. Bence çok acele edildi” dedi.

    31 Mart 2007

  • 16 Eylül 2008

    Çanakkale Cezaevi’ne yönelik operasyonda beraat kararı

    Çanakkale E Tipi Cezaevi’ndeki “Hayata Dönüş” operasyonu sonrasında Ağır Ceza Mahkemesi’nde 154 hükümlü ve 563 güvenlik görevlisi hakkında açılan dava yedi yıl sonra tamamlandı. Bir askerin ve üç hükümlünün yaşamını yitirdiği, bir hükümlünün de kendisini yaktığı olayla ilgili olarak yargılanan güvenlik görevlileri ile hükümlüler hakkında beraat kararı verildi.

  • 27 Kasım 2010

    Can Dündar: “Şiddet isteyenler çözüm arayışına ara verilmesini fırsat bildi”

    Tutuklu ve hükümlüler ile devlet arasında arabuluculuk yapan aydınlar heyetinde yer alan gazeteci Can Dündar, 10 yıl sonra köşesinde operasyona giden süreci anlattı: “Pazarlığın özü şuydu: Devlet, koğuş sistemi içinde örgütlere hâkim olamadığı için tutuklu ve hükümlüleri F-tipi hücrelere hapsetmeye çalışıyordu.

    Çare, koğuşla hücre arasında bir yerdeydi. F-tipi hücrelerde birbirine açılan kapılar yaratarak 8-10 kişilik koğuşlar yaratılabilirdi. Bu ara formül tartışmaya açıldı. Hem örgüt, hem Adalet Bakanlığı direndi başta… Örgüt, ‘20 kişi olsun’ dedi; Bakanlık ‘En fazla 6-7’yi ima etti. Bu arada F-tipine sevklerin durdurulduğunu açıkladı. ‘Eylemi bitirin, uygulamayı erteleyelim’ dedi. Ancak eylemciler bunun kandırmaca olduğunu, eylem biter bitmez sevklerin yeniden başlayacağını söylüyor, bizlerin ve DİSK, TMMOB gibi bazı örgütlerin anlaşmaya kefil olmalarını istiyorlardı. Bakanlık bunu kabul etmeyince örgüt de Bakanlığın önerisini reddetti. Sağduyu iflas etmişti. Şiddet isteyenler, çözüm arayışına ara verilmesini fırsat bildi ve katliam emrini verdi.”

    27 Kasım 2010

  • 6 Nisan 2011

    Belge ortaya çıktı: ‘Hayata Dönüş’ değil ‘Tufan’ operasyonu

    Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyonla ilgili davanın görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne daha önce planın “bulunamadığını” bildiren İl Jandarma Komutanlığı’dan yeni belge geldi. Mahkemeye gönderilen yazının ekinde 17 sayfalık plan yer aldı. Söz konusu planda, kamuoyuna “Hayata Dönüş” olarak açıklanan operasyona “Tufan” adının verildiği anlaşıldı. Planda, mahkumlara karşı “Tereddütsüz, misliyle mukabelede bulunulacak, zor ve silah kullanılacak” gibi ifadelerin yer aldığı ortaya çıktı. Operasyon komutanı da olan dönemin Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş’un imzasını taşıyan plan, Jandarma Genel Komutanlığı’nın 11 Ekim 2000 tarihindeki emri üzerine hazırlandı. 15 Aralık 2000 tarihli planda Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nın 12 Aralık’ta İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı harekat kontrolüne verildiği bilgisi yer aldı. Bu tarihlerde devlet ile mahkûmların arasında ölüm orucuna son verilmesi ve F tipi cezaevlerine nakillerin ertelenmesi konularında görüşmeler sürüyordu.

    Arabulucu heyetinde yer alan Mehmet Bekaroğlu, ortaya çıkan yeni belgeyi “Devlet bu ölüm oruçlarını fırsat bilerek cezaevlerine bir operasyon yaptı. Üstelik de milletle dalga geçer gibi buna ‘Hayata Dönüş’ adını verdi ve tutuklu ve hükümlüleri F tipi cezaevlerine yani tecrit cezaevlerine nakletti” şeklinde değerlendirdi.

  • 7 Nisan 2011

    Hikmet Sami Türk: ‘Tufan’dan haberim yoktu’

    Hikmet Sami Türk, “Hayata Dönüş” operasyonuna aslında “Tufan” operasyonu denildiğinin ortaya çıkması üzerine “Haberim yoktu” dedi.

    Türk, “Cezaevlerinde genel arama yapılması MGK kararına dayanıyordu. MGK ‘bu eylemler sonlandırılsın’ diye bir tavsiye kararı almıştı. Bu operasyona jandarma tarafından ‘Hayata Dönüş’ adı verilmişti. Ama bunun başka bir isim (Tufan) taşıdığını gazetede okudum. Cezaevinde direnişle karşılaşıldığı için operasyon yapıldı. Şimdi böyle bir plan olduğunu görüyorum. Aslında uygulanan planın bu olduğundan da şüpheliyim. Bizim istediğimiz bu değildi. Biz sadece genel arama yapılmasını istedik” diye konuştu.

    Dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü olan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, “Devletin, kendisine karşı direniş olacağını öngörüyorsa plan yapması kadar doğal bir şey var mı? Hangileri hangi cezaevine gidecek diye plan yapılmayacak mı? Plandan haberdar değildim. Ama bu operasyon sıfır zayiat amacıyla başlatılmıştır. Direniş olduğu için bu noktaya gelmiştir” dedi.

    7 Nisan 2011

  • 14 Nisan 2011

    Operasyon emri İçişleri Bakanlığı’ndan, tebliğ Ertosun’dan

    Çanakkale Cezaevi’ne yönelik operasyona ilişkin davada mahkemeye sunulan Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Aralık 2000 tarihli tutanağa göre operasyon emri 14 Aralık’ta İçişleri Bakanlığı’ndan geldi. Jandarmaya saldırı kararını ise dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun tebliğ etti.

  • 25 Temmuz 2011

    Uzman çavuş: "Kendilerini yakmadılar, teslim olacaklardı, kapılar açılmadı"

    Bayrampaşa Cezaevi’nde operasyon sırasında uzman jandarma çavuş olarak görevli olan Altan Sabsız, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği ifadesinde, “Cezaevi duvarları ve tavan betonları delinerek koğuşlara mahiyetini bilmediğim ve envanterimizde bulunmayan değişik gaz bombalarıyla müdahale ettiler. Daha önce hiç görmediğim özel otomatik tabancalar ile müdahale yapıldı. Koridorda beklediğim sırada kadın tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşta kapılara vuruldu, teslim olmak istediklerini, dışarıya çıkmak istediklerini söyleyerek kapıyı açmamızı istediler. Emir almadığımız için müdahale edemedik. Kısa süre sonra koğuş yandı, oradaki itfaiye ekipleri de yangına müdahale etmedi” dedi.

    25 Temmuz 2011

  • 26 Temmuz 2011

    Operasyon fotoğrafları dava dosyasına girdi

    Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyona ilişkin koğuşlara nasıl müdahale edildiğini gösteren fotoğraflar 11 yıl sonra dava dosyasına girdi. Fotoğraflarda, koğuşta sadece yataklar ve eşyaların değil, demir ranzalar ve parmaklıkların bile yanmış olduğu görülüyor.

  • 19 Aralık 2011

    Bilirkişi raporu bakanı yalanladı: Koğuşlardan ateş açılmadı, öldürücü gaz bombası kullanıldı

    Dört adli tıp uzmanı 22 Aralık 2000 ve 19 Ocak 2001 tarihlerinde Bayrampaşa’da inceleme yaptı ve 14 Şubat 2001 tarihli bir rapor hazırladı. Rapor, “Kalaşnikof’la ateş ettiler, kendilerini yaktılar” diyen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ü yalanladı. Raporda, yanarak ölen kadınların giysi parçaları ve ciltlerinde yanıcı olan solvent maddelerinin bulunduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda ayrıca mahkûmların bulunduğu taraftan güvenlik görevlilerinin bulunduğu yöne doğru ateş açılmadığı, atışların dışarıdan içeriye doğru yapıldığı belirtildi. Raporda, “C-1’de öldürücü dozun çok üzerinde göz yaşartıcı gaz etkisi açığa çıkmış olduğu belirlenmiştir” denildi.

    19 Aralık 2011

  • 2 Şubat 2012

    Hayata Dönüş operasyonu savcısına dava açıldı

    Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin hayatını kaybettiği Hayata Dönüş operasyonu sonrası açılan davada, “asıl sorumluları koruyarak yargı önüne çıkarmadığı için” hakkında suç duyurusu yapılan savcı Ali İhsan Demirel’e soruşturma açıldı.

  • 21 Kasım 2012

    AİHM, Türkiye’yi mahkûm etti

    Hayata Dönüş operasyonuna maruz kalan 26 kişinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuru sonuçlandı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesi uyarınca “yaşam hakkının ihlal edildiğine” karar verdi. Mahkeme, Türkiye’nin Bayrampaşa Cezaevi’nden ağır yaralı kurtulan dört kişiye 69 bin Euro tazminat ödemesine hükmetti. Avukat Gülizar Tuncer, işkenceden ceza verilmemesini eksiklik olarak değerlendirdi.

    21 Kasım 2012

  • 9 Nisan 2015

    ‘Hayata dönüş’ savcısına hapis cezası

    Bayrampaşa Cezaevi’ne ‘Tufan Harekat Planı’ çerçevesinde düzenlenen ve 12 kişinin öldüğü Hayata Dönüş” operasyonuna ilişkin kamu görevlilerine yönelik soruşturmayı yürüten savcı Ali İhsan Demirel’e ‘görevi ihmal’den açılan dava sonuçlandı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Demirel’e “görevi kötüye kullanmak” suçundan bir yıl hapis cezası verdi.

  • 21 Haziran 2015

    Devlet tazminat ödeyecek

    Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin hayatını kaybettiği Hayata Dönüş operasyonundan ağır yanıklarla kurtulan ve yüzü tanınmayacak hale gelen Hacer Arıkan, 15 yıl sonra hukuk mücadelesini kazandı. Danıştay 10. Dairesi, “Pasif direnişteki mahkum ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli önlemler almayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır” dedi. İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın, Arıkan’a 120 bin TL tazminat ödemesine hükmedildi. Arıkan’ın avukatı Gülizar Tuncer, “Bu dava ile devletin Bayrampaşa’daki sorumluluğu yargı organları tarafından kabul edilmiş oldu” dedi.

    21 Haziran 2015

  • 22 Ocak 2016

    367 sanık hakkında beraat kararı

    Ümraniye Cezaevi’nde biri asker sekiz kişinin ölümü, birçok kişinin de yaralanmasına neden olan “Hayata Dönüş Operasyonu” davasında, 15 yıllık yargılama sürecinin ardından karar çıktı. Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi 367 sanığın “faili gayri muayyen şekilde adam öldürmek” suçundan beraatlerine karar verdi.

    Mahkeme heyeti, 32 sanığın yargılama süresinde yaşamını yitirdiği gerekçesiyle haklarındaki davanın düşmesine hükmetti. Mahkeme ayrıca 367 sanığın, “Cezaevi idaresine silahlı ayaklanma”, “6136 Sayılı Yasa’ya muhalefet”, “Patlayıcı madde bulundurmak” ve “Kasten yaralama” suçlarından zaman aşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle bu suçlardan açılan davanın düşmesine karar verdi.

  • 8 Haziran 2016

    Hayata Dönüş operasyonuna karşı tazminat davası

    ‘Hayata Dönüş’ operasyonu sırasında Ümraniye Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zerif Karadaş, Cengiz Karakaş, Hasan Yüksel, Özgür Sağlam ve Vedat Çelik, ‘hak ihlalleri yaşadıkları’ gerekçesiyle toplam 800 bin liralık manevi tazminat davası açtı. 

    8 Haziran 2016

  • 19 Aralık 2019

    Zülfü Livaneli: ‘Refah Partisi bile talepleri kabul etti, Ecevit hükümeti kabul etmedi’

    F tipi cezaevlerine karşı tutuklu ve hükümlülerin girdiği açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri sırasında uzlaşma sağlamaya çalışan aydınlar heyetinde yer alan sanatçı Zülfü Livaneli, sosyal medyada yaptığı paylaşımla 19 yıl önce yaşananları anlattı.

    Zülfü Livaneli, “1996 ölüm oruçlarında tutukluların isteklerini Refah Partisi hükümetine bile kabul ettirebilmiştik ama 2000’de Ecevit hükümeti kabul etmedi. Hikmet Sami Türk’le bizzat ben konuştum. Kan dökülmemesi için. Türk ‘Başbakanla konuşayım’ dedi. Yarım saat sonra red cevabı geldi. Çünkü operasyona karar verilmişti” dedi.

  • 8 Temmuz 2021

    Hayata Dönüş operasyonu davasında suç duyurusu

    Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin ölümü ve 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin dönemin jandarma personellerinin de aralarında bulunduğu 194 sanığın yargılandığı davada, Jandarma Genel Komutanlığı’nca mahkemeye gönderilen operasyon tutanağında bulunan sicil numaralarının kriterlere uymadığı yazısı üzerine tutanağı hazırlayan jandarma personeli hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

    8 Temmuz 2021

  • 8 Aralık 2021

    Operasyon soruşturmasını yürüten savcıya beraat

    Bayrampaşa Cezaevine ‘Tufan’ planı çerçevesinde düzenlenen Hayata Dönüş operasyonu ile ilgili kamu görevlilerine yönelik soruşturmayı yürüten Savcı Ali İhsan Demirel, ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde yargılandığı davada beraat etti. Müdahillerin avukatlarından Güçlü Sevimli, beraat kararına itiraz edeceklerini, dosyanın itiraz sonrası tekrar Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderileceğini söyledi.

  • 9 Aralık 2021

    Ali Suat Ertosun ve Sadettin Tantan tanık olarak dinlenecek

    Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyona ilişkin 194 sanığın yargılandığı davada dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’un tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

    9 Aralık 2021

Kaynakça

The last comment and 1 other comment(s) need to be approved.
0 cevaplar

Cevapla

Katkıda bulunmak ister misiniz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir